• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/istanbulpsikoterapimerkezi
  • http://www.twitter.com/psikologdestek

UÇUŞ KORKUSU

Destek : 0505 767 58 85

Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi28
Bugün Toplam258
Toplam Ziyaret266221
Köşe Yazıları
Aile Çocuk Danışmanı Filiz Gülgör
- HER ÜZÜNTÜ DEPRESYON DEĞİLDİR -

Aile Danışmanı Sinem SAYIŞMAN Çocuk Ergen 0533 373 81 23
METROPOLİTAN OKUL OLGUNLUK TESTİ

Aile Evlilik Çift Terapisti Fulya Güner 05333738123
OKB’nin Nedenleri..

Aile ve Çift Danışmanı Psikologataknşahin 05057675885
- Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir -

Ass. Prof. Dr. Muhsin Yılmazçoban 0555-3761011
Görücü Usulu Evlenmek Mi ? Flört mü?

Bireysel Aile Psikolog Fulya Beyribey +90 (546) 932 46 24
ÇOCUK VE ERGENLERDE OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUK

çocuk gelişim uzmanı Suzan SEVİNDİK
ÇOCUKLAR NEYİ UNUTMAZ

Dr Ekrem Çulfa Aile Evlilik Çift Danışmanı 0544-7243650
ÖZSEVGİ & KARI-KOCA SEVGİSİ

Dr. Mehmet A. Eroğlu Yaşam-Eğitim Koçu 0544 7243650
İkigai

evlilik cinsel terapist nesrin örek 05057675885
Cinsel isteksizlik nasıl ele alınmalı ve tedavi edilmelir?

istanbuldanışmanlık ve koçluk merkezi psikologpedagog 05057675885
DEHB OLAN ÇOCUKLARIN ÖĞRETMENLERİNE VE VELİLERİNE ÖNERİLER

istanbul Klinik Psikolog Ahmet Töremen 0542 775 01 04
Problemin tanımlanması mı çözülmesi mi ?

İSTANBUL YAŞAM KOÇU YÜKSEL KÖKSAL05354336620
AKRAN ZORBALIĞI NEDİR?

istanbul yaşam koçu 05321583555
KADİR ABİ

Kişisel gelişim testleri 0505 767 5885
- Başkalarıyla Yaşayabilme Testi -

Psikolog Buse Yeğin
YEME BOZUKLUĞU NEDİR?

Psikolog Gülce Agat 0532 158 35 55
Karne Heyecan mı Kabus mu?

Psikolog Konuşma Terapistleri 0216 3476003
özgüven

psikolog pedagog aile ve çift terapisi
Dr. Psk. Aile Evlilik Çift Danışmanı Ekrem ÇULFA hakkında yazılan yorum, tavsiye, öneri ve faydalar

Psk. Dan. Furkan Çulfa 0544 724 36 50
Okula Gitmenin Psikolojik Olarak Olumlu Katkıları Nelerdir?

Ucma Korkusu Tedavi Merkezi Uçak Fobisi Telefonu 0533 373 81 23
Uçak Fobisini veya Korkusunu Nasıl Yenerim?

Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA 05557493919
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER

Uzman Klinik Psikolog Şakir ERNAS
Kendi Varlığını Duyurma Haykırışı: Saldırganlık ve Kızgınlık

Uzman Klinik Psikolog Gülten Demirdöven Aile Koçları 0533-3738123
My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123 My life Psikolojik Danışma istanbul 0533 373 8123

Uzman Klinik Psikolog Pedagog Gülten Demirdöven 0544-7243650
Zaman zaman bedenimizin klima sistemi bozulabiliyor değil mi?

Uzman Klinik Psikolog Pegadag Gülten Demirdöven
BOŞANMALAR ÇOCUKLARI NASIL ETKİLİYOR?

uzman klinik psikolog sabiha ışık 05333738123
Antisosyal Kişilik Bozukluğu

Uzman Psikolog Gülşah Babaoğlu
ÇOCUKLARDA VE ERGENLERDE BAĞLANMA STİLİ VE BENLİK SAYGISI DERECESİ İLE SÜREKLİ ÖFKE VE ÖFKE İFADE B

Uzman Psikolog Hakan ÖZBAYİS-0533 373 8123
PSİKOTERAPİ NEDİR?

Uzman Psikolog Uzman Pedagog 0505-7675885
UÇUŞ FOBİSİNİ VE UÇUŞ KORKUSUNU YENME YOLLARI

Yaşam Koçu-Aile Koçu-Eğitim Koçu Ayşim Çulfa 0544-7243650
Ebeveynler Çocuklarının Karne Notları İle ilgili Nasıl Bir Tutum İçinde Olmalılar?

YAŞAM KOÇU ÖĞRENCİ KOÇU SİNAN SEYFİ YETKİNER
İSTİFÇİLİK BOZUKLUĞU

Yaşam Koçu Öğrenci Koçu PsikoTerapist Ayşim Çulfa
BAŞARI ÖYKÜMÜZ

Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar34.413134.5510
Euro36.357136.5028
Saat
Hava Durumu
Psikoloji Videoları
Psikoloji Eğitimleri
Uzman Psikolog Hakan ÖZBAYİS-0533 373 8123
dr.hakanozbayis@gmail.com
ÇOCUKLUK EVRESİ PSİKOLOJİSİ
24/08/2015

ÇOCUKLUK EVRESİ PSİKOLOJİSİ

                    İnsanın bütün ömrü süresince, dönem dönem meydana gelen değişimleri bize gelişimi açıklar. Evet, insanoğlunun yaşam boyunca gelişimi süreklidir. Fakat gelişimin hızı, insanın çocukluk, ergenlik, erişkinlik ve yaşlılık gibi zaman dilimlerine göre değişkenlik arz eder. Buna mukabil meydana gelen bu değişkenliği, ferdin genetik yapısı ile birlikte çevresel faktörlerde etkileyecektir. Gelişimin en hızlı olduğu dönem çocukluk dönemidir diyebiliriz. Bunun farkındalığında olan Ebeveynler, Uzman Psikolog ve Pedagogların da yardımıyla çocuğun gelişimine üst düzeyde katkı sağlayabilirler. Çocuğun gelişimi için, genetik yapısı ile ilgili bir etki yapılamasa da, çocuğun davranışsal olarak fıtratı tanımlanıp, yaşadığı fiziksel, sosyal, kültürel ve ekonomik koşulları, beslenme ve sağlık durumu da dahil olmak üzere tüm çevresel faktörlere olumlu yönde etki edilebilir. Bu etki, gelişimin hızına doğrudan fayda getirecektir.

                    Sağlıklı toplumların oluşması sağlıklı bireyler ile olur. Sağlıklı bireyler, ‘’ Ağaç yaş iken eğilir.’’ atasözünün bir karşılığı olarak, çocukluk evresinde, birbirini destekler nitelikte olan, sorumlu bir aile ve temiz bir çevreden neşet eder. Evet, çocuklarımız bizimdir. Çocuklarımızın iyi bir kişilik yapısına kavuşmaları, ilk olarak onların, ‘’Çocukluk Evresi’’olan sıfır ve on bir (0-11) yaşları arasında iken, aileleri ile münasebetlerinin keyfiyetine bağlıdır. Kültür ve edebiyatımızda da üzerine çok durulan bir konu olan sağlıklı nesil yetiştirmek huşunda İstiklal Şairimiz Mehmet Akif;

’’Merhametin yok diyelim nefsine,

Merhamet etmez misin evladına’’  dizeleriyle anne babalara ayrı bir misyon yüklemektedir.

                       Çocukların kişilik gelişimleri, mizaç ve karakter dediğimiz iki önemli faktörün birleşimleriyle meydana gelir. Mizaç, doğuştan var olan, değiştirilemeyen duygulardır. Karakter ise, anne babanın kişiliği ve tutumu, topluma ve kültüre ait değerler, eğitim ve çevresel faktörlerle oluşan özellik ve duygulardır. Karakter bize sonradan yerleşir ve ikinci bir fıtrat olarak üzerimizde kalır. Mizaç, dış etmenlerle değiştirilmeye çalışılırsa kişinin karakteri deformasyona uğrar.

                    ‘’Çocukluk Evresi’’ dediğimiz dönem, mizacın üzerine kişiliğin ilk tohumlarının yerleştirildiği dönemdir. Psikolog ve pedagoglar, çocukların ortak eğilimlerini ve davranış kalıplarını göz önünde bulundurarak, çocukluk dönemini çeşitli evrelere ayırmışlardır. Genel olarak kabul edilen çocukluk dönemi gelişim evrelerini; Bebeklik Evresi, İlk Çocukluk Evresi, Son Çocukluk Evresi olarak sıralayabiliriz.

                        Bebeklik Evresi, doğum ile 3 yaş arasında yer alır. "Süt Çocukluğu Dönemi" de denilebilen bu zaman diliminde bebek, her bakımdan yardıma muhtaç olmakla beraber, ortaya çıkması muhtemel, kendi içinde mündemiç birçok kabiliyetlere de sahiptir. Bebek, sıfır ve bir (0-1) yaş arasında ilk refleksi olan emme refleksini yapar ve geliştirir. Öyle ki çocuk, ebeveynin parmağı, kendi parmağı ve nesnelerde dahil olmak üzere emme refleksini her ortamda yapar. Beslenme ve güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesinde ailesine ve yakınlarına ihtiyaç duyan bebeğin fiziksel gelişimi ile doğru orantılı olarak, zihinsel, duygusal ve psişik fonksiyonları da gün be gün gelişmektedir. Bu dönemde çocuk bir taraftan bedeni yönden hızla gelişirken, diğer taraftan da basit kelimeler ve hareketlerle ve özellikle göz teması ile dış dünyayla bağlantı kurar. Çevresindeki nesnelerin, ses, ışık vb. uyarıcıların yansımalarını zihninde toplayan bebek, yeni davranış dengeleri oluşturarak, dış dünyaya uyum sağlamaya başlar. Çocuğun aile içindeki ilk izlenimleri, özellikle annesiyle olan ilişkileri, kişiliğinin gelişiminde oldukça önemlidir. Mesela bu dönemde, anne babanın gayet masumane ve latife olarak, çocuğa emeceği bir nesneyi veriyormuş gibi yapıp vermemesi, çocuğun ilk hayal kırıklığını yaşadığı ve güven duygusunun zedelendiği andır. Ona, sevgiyle ve doğru yaklaşırsanız, güvenmeyi öğretirsiniz.  Dolayısıyla çocuk, yaşamının ilk yılında annesiyle anlamlı bir şekilde ilişki kurabiliyorsa, onun sıcaklığını ve sevgisini hissedebiliyorsa kendisini güvende hissedebilir. Bebek, kucağa alınıp, ilgi görmek ve dokunulmak ister, bu durum onun için bir ihtiyaçtır. Bunun eksikliğinde bebek, dünyanın güvenilir bir yer olmadığı kanısına kapılıp, dünyanın korku duyulan bir mekan olduğu hissinin tohumlarını düşünce dünyasına atar.  Bu yüzden, güven duygusunun inkişafı, ancak ona gösterilecek sevgi ile mümkündür. Aynı zamanda, iyi ve planlı bir bakım ve şuurlu bir gözetim, bebekte güven duygusunu oluşturmaya büyük oranda yardımcı olabilir. Bu dönemde Ebeveyne düşen en önemli görev, çocuklarını sevgi ve şefkat kurnasında yıkamalarıdır. Aynı zamanda bu evre, ilk ‘ben’ olgusunun, benimsemenin, nesneleri detaylı olarak tanımanın, sahiplenmenin, hırsın oluştuğu ve aykırı hareketlerin toplandığı zaman dilimleridir. Böyle bir dönemde Ebeveyn, bebeğe değer vererek, tepkisel davranışlar sergilemeden ona hoşgörü ile yaklaşmalı, böylece çocukta sabır ve saygı olgularını ekebilmelidir.

                         Çocukluk Evresinde ikinci dönem ise ‘’İlk Çocukluk Evresi’’ dir ve 3 - 7 yaşları arasında yer alır. Bu dilim çocukların keşfettikleri, dışarıdan haber alma duygusunun zirve yaptığı bir dönemdir. 3-7 yaş arasında ilk çocukluk evresinde çocuk, sosyal ilişkinin nasıl kurulduğunu, ev dışındaki insanlarla, özellikle kendi yaşıtlarıyla nasıl beraber olunacağını öğrenmeye başlar, uyum ve işbirliği gelişir. Çalışmalar bu yaşlarda oluşan sosyal tavır ve davranışların önemli olduğunu ve bazı küçük farklılıklar dışında, tüm çocuklarda rastlanabildiğini göstermiştir. Ayrıca, bu zaman dilimine, "Oyun Dönemi" ismi de denilebilir. Üç yaşının başlamasıyla birlikte çocuklar, kendilerinden, ben merkezci, bağımlı bir kişi yerine, bağımsız bir varlık olmaları beklendiğini öğrenirler. Bir önceki Bebeklik Evresi’ nde, dış dünya ile bağlantıyı sağlayan, fiziksel, zihinsel gelişimine başlayıp, çevresel tepkiler sergileyebilen çocuk,  davranışlarıyla, anne ve babasına karşı duymuş olduğu bağımlılığı azaltacaktır. Bu dönem,   çocuğun zihninde toplanan objelerin, davranışlara dökülüp, şuursuzca taklit olarak yapıldığı bir dönemdir. Onun için bu dilime, "Taklit Dilimi" adı da verilmektedir. Çevresindeki her şeyi taklit eden çocuğun bu evresi, çocukluk döneminin çok önemli ve en renkli evresidir. Bu dönemde çocuk, çevresi, özellikle de anne babası ile çok sıkı diyaloğa geçerek onlara bol bol soru sorar, her şeyi anlamlandırıp taklit etmek ister. Bu evrede çocuğun en önemli işi oyun oynamaktır. Çocuk, adeta hayatı anlamlandırmada oyuna misyon yükler. Oynamış olduğu oyun ve çevresinden görüp duydukları ile, hayal dünyası ve gerçek dünya arasında bir bağ kurar ve taklit devreye girerek bazen anne, baba, mühendis, doktor, öğretmen v.s. olur bazen de cansız olan oyuncaklarına canlı varlıklar gibi muamele ederek, onların içinde kendi varlığını ortaya koyar. Cansız varlıkları yaşıyormuş gibi telakki etmeye Uzmanlar Animizm demektedirler. Çocuğun, cansız varlıklarda bir şuur ve canlılık görmesi, zihin ve düşünce dünyasının zengin olduğunu gösterir. Aynı zamanda bu evrede çocukta, ben duygusunun oluştuğu egosantrizm görülür. Benlik, çocukta karakterinin belirmeye başladığı bu dönemde, onu şekillendirecek bir tohum hükmündedir. Normalde, bu his çocuğun çevresini keşfetmesi ile varlığının manasının önemli olup, çevrenin kendisi için olduğuna inanması, her şeyi kendisine bağlayıp, bundan dolayı da diğer insanlara önem vermemesine sebebiyet verecektir. Bundan dolayı her davranışında bencil bir tavıra girebilir. Aile ortamında da herkesin kendisine odaklanmasını isteyip ve ilgisini çekemediği zamanlarda, ilgi görebilmek için inat edebilir. Hatta ilgi çekmek adına, deneme yanılma yöntemiyle bilinçli ve menfaatini gözeterek ilk hata ve suçu işlediği yaşlardır. Bu bencillik duygusu ile birlikte, mülkiyet duygusunun ortaya çıkıp, çocuğun paylaşma isteksizliğini göstermesine ve çevresinde gördüğü her eşyayı sahiplenmesine sebep olabilir.  Buna karşılık Ebeveynler, yapmış oldukları hatalardan dolayı çocuklarını devamlı kınama yoluna giderler ise, çocukta ‘’suçlama ve suçu başkasına atma’’ duygusunu yerleştirmiş olurlar. Oysaki Ebeveynler, ‘’klasik koşullama yöntemi’’ ile, hadiseler karşısında her şeyi konuşmadan, çocuklarına karşı duygularını yüz mimikleriyle ifade edebilirler ve bir Uzman Psikolog’ tan yardım alıp, çocukta kavramsal düşünme yeteneklerini geliştirebilirler. Kavramsal düşünme yeteneği geliştikçe, çocuk benlik hissini yavaş yavaş bir kenara koyacaktır.

                      Çocukluk evresinde ki son bölüm, ‘’Son Çocukluk Evresi’’ dir ve 7-11 yaşları arasında görülür. "Temel Eğitim Dilimi" adı verilen bu evrede, çocuğun içten dışa doğru yolculuğunun başladığı süreçtir. Bireyin, diyalogları ve paylaşımları, aile ortamı ile sınırlı kalmaz, sosyal bir çevrede yer edinmeye de başlar. Bu yüzden çocuğun anlayışının genişlemesinden ve gelişmesinden dolayı kavramlar yerli yerine oturur. En önemlisi de bu evrede çocukta, düşünme kabiliyetinin gelişiminden dolayı, somut düşünce ile birlikte soyut düşünmede ortaya çıkar. Bu evre, çocukta ilk değerlilik duygusunun yaşandığı çok kritik bir zamandır. Kritiktir, çünkü bir sonraki süreçte, ergenlik dönemi başlayacaktır.  Çocuk bu dönemde, değerlilik duygusu arayışı içinde varlığını anlamlandırır. Ebeveyn şuurlu bir şekilde, çocuğa karşı güven duygusuyla beraber, ailede bir fert olarak ağırlığı olduğunu ve beğenildiğini hissettirirse, çocuk ta hoşlanma ve özsaygı çerçevesinde kendine değer vermeyi öğretmiş olur. Normalde çocuk bu evrede, dengesiz, kurala karşı duran, isyankar bir tutum sergileyebilir. Bir geçiş dönemini oluşturan bu yaşta, bedensel ve ruhsal kaynaklı bazı temel değişiklikler dikkati çeker. Arkadaş gereksinimi ilk çocukluk evresine göre artmış, tek başına yada ikili oyunlar önemini yitirmiştir. Arkadaş ilişkileri çocuğa, toplumsal yaşamda uyumlu bir birey olmayı, işbirliğini, aynı zamanda ona, kendini ve başkalarına saygılı davranmayı, haklarını korumayı, yarışmayı, önder olmayı, yönetmeyi, sorumluluk almayı öğretir. Takım olma ve grup oluşturmanın başladığı dönemdir. Çocuklar, cinsiyetlerini de göz önünde bulundurarak aralarında erkekler ve kızlar olarak ayrı ayrı gruplar oluştururlar. Bu dönemde çocuk, adeta bilgi açlığına girip,  zihinsel öğrenme yeteneklerini geliştirmeye başlar. Bununla beraber çocukta, önceki evrelerden kalan duygusal öğrenme gelişimi de devam eder. Son çocukluk evresi, eğitim ve öğretimin temelinin atılması açısından son derece önemlidir. Çocuk, bu dönemde ilk olarak planlı-programlı, düzenli ve düzeyli eğitimle karşılaştığı ve toplumsal hayata katıldığı için, Uzman Psikologlar ve Pedagoklar, bu evreyi "Çocuğun Sosyo-Kültürel Oluşumu" olarak isimlendirmektedirler. Son çocukluk döneminde, çocuk üzerinde en etkili faktörlerden biri de okuldur. Okula başlamadan önce, Ebeveynini model olarak alan ve onların davranışlarını taklit eden çocuk, okula başladıktan sonra temsil noktasında öğretmenini görmekte ve onu örnek almaya ve davranışlarını taklit etmeye başlamaktadır.

                  Bilindiği gibi, insanın doğumundan ölümüne dek gelişimini sürdürdüğü çocukluk, ergenlik, erişkinlik ve yaşlılık olarak bilinen bu dönemlerin en önemlisi ‘’Çocukluk Evresidir’’ ki, çocukta sağlıklı bir kişilik yapısının temelleri, öncelikli olarak aile tarafından bu evrede atılır. Sonrasında Eğitim Danışmanları, Öğrenci Koçları ve Psikologların devreye girmeleri ile eğitimin üçlü saç ayağı sağlanmış olur. İşte çocuğun eğitimindeki bu üçlü saç ayağı oluşturulabildiği takdirde, bir sonraki evre olan ergenlik döneminin daha kolay ve daha dengeli geçmesine, daha sonraki  erişkinlik ve yaşlılık dönemlerinde de fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklı bireylerin yetişmesine sebep olunabilecektir.

Uzman Psikolog Hakan Özbayis

0532 496 0966

0533 373 81 23

 

 

 



842 kez okundu. Yazarlar

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın

Yazarın diğer yazıları

HAMİLELİK PSİKOLOJİSİ - 24/08/2015
Hamileliğin her döneminde anne adayının uygulayabileceği davranışların ve tekniklerin olduğu söylenebilir. Bilinçli bir adayın bir uzman yardımıyla hamilelik dönemindeki anlarını değerlendirecek bu davranış ve teknikleri öğrenmesi, sürecin çok daha k
ERGENLİK YAPILANDIRMASI - 24/08/2015
Bu nedenle ergenlik dönemindeki bir gence, toplumda, arkadaş gruplarında ve ailesinde yalnız olmadığını hissettirirken, özgüveni ve özsaygısını kazanması için yeteri kadar sevgi, saygı, merhamet ve güven verilmelidir ki, hem sıkıntılı olan bu zaman d
PSİKOTERAPİ NEDİR? - 24/08/2015
Bunun içinde meseleye bilimsel yaklaşmalı, terapi sürecine inanıp ciddiye almalı ve bunun için Uzman bir Psikoloğa danışabilmelidir.