Psikolog Konuşma Terapistleri 0216 3476003
danisman724@hotmail.com
menopoz ve depresyon
30/01/2012 Menopoz ve DepresyonHer insan ara sıra ruhsal problemler yaşayabilir. İnsanlardaki bu durumlar bizi ne şaşırtmalı ne de korkutmalıdır. Çünkü hayat boyunca bu tür süreçler olağandır. Fakat menopoz sürecinde yaşanan bunalımlar yaşın ilerlemesi ve hormonsal nedenlerle bazen daha zor geçebilir. İşte bu süreç ise kadınların belli yaştan sonra adet dönemlerinin bitmesiyle gerçekleşen bir durumdur. Adet kanamasının olmadığı bir yıldan sonra kadın menopoza girer. Yaşlanmanın doğal bir bölümü ve doğurganlığın bitişi olan menopoz genel olarak bir operasyonla yumurtalıkları alınmamış 40’ lı ve 50’ li yaşların başındaki kadınlarda gerçekleşir. Perimenopozda ve menopozda östrojen seviyesi düşer ve duygusal değişimler gözlemlenir. Menopoz döneminde hormonal değişimler sebebiyle östrojen-progesteron dengesinde değişme ve östrojenin vücuttan çekilmesi söz konusu olur, bir yandan da kadında ‘’Benim kadınlığım bitti, ben artık yaşlandım, yaşlanıyorum’’ gibi düşünceler oluşmaya başlayabilir. İşte bu doğurganlığın bitmesini ise bazı kadınlar üzüntülü ve sıkıntılı bir durum olarak algılarken, bazı kadınlar rahatlama bir dertten kurtulma gibi algılayabilirler. Bu düşüncelerin oluşumu kişisel, kültürel, ailenin özellikleri gibi pek çok farklı nedenlerden etkilenebilirler. Menopoz döneminde bu hormonal değişiklikler ile sosyal değişikliklerin birlikte etkisi kadınlarda depresyon riskini arttırabilir. Bazı aynı dönem 45 gibi yaşlara erken işe başlayanlarda emeklilik dönemine rastlayabilir. Kişide 20 yıllık meslek hayatının sonu, emeklilik, menopoz bir arada olabilir. Kişi böyle bir yeni yaşam dönemine girdiği zaman da ise depresif dönemden geçebilir. Menopoz dönemindeki bayanların gün içi değişimlerini ise şu şekilde ifade edebiliriz: Sabahın erken saatlerinde bir çoğumuz kendimizi biraz moralsiz hissederiz. Ruhsal durumumuz gün içinde düzelir, öğlene doğru bir kez de öğleden sonra olmak üzere iki kez en iyi durumda ulaşır. Bu değişmeler doğrudan doğruya adrenalin bezinin işlevine ve ürettikleri kortizol adlı hormonun miktarına bağlıdır. Kortizol, yalnız fizyolojik işlevleri normalleştirmekle kalmaz aynı zamanda ruhsal durumumuza da normalleştirir. Uykudan kalktıktan sonra kortizolün kan düzeyi yükselir ve bizi fiziksel ve ruhsal olarak uyandırır ve kendimizi daha iyi hissetmeye başlarız. Ostrojen ve progesteron hormonunun eksikliğinin veya göreceli yokluğunun depresyonla ilişkili olduğunu gösteren bir çok kanıt vardır. Menopoz depresyonları kandaki kadınlık hormonlarının eksikliğine bağlıdır. Menopoz Belirtileri: •Huysuzluk, sinirlilik. •Duygularında ( sevinç, üzüntü, öfke vb). sık sık değişimler ve bu değişimler, dalgalanmalar oldukça gürültülüdür. •Bu dalgalanmalar yavaşça ortaya çıkabilir ya da birden çıkabilir. •Bu ruhsal duygularındaki değişimler gerçek depresyonla bir tutulamaz. Gerçek depresyon yaşıyor olmanız; kendinizi ve çevrenizi artan bir biçimde değişik gördüğünüzü gösterir. Bu tür olumsuz duygular, zamanla yalnız öz (gerçek) görüntünüzü değil, çalışma ve öbür insanlarla olan ilişkilerinizi sürdürme yeteneğinizi de etkileyebilir ve hatta inançlarımızı yok edebilir. Menopoz- Depresyon İlişkisi ve Yapılan Araştırmalar Araştırma; 36- 45 yaş arasında, 332’ si depresyon geçirmiş, 644’ ü geçirmemiş, ama hiçbiri henüz menopoza girmemiş toplam 976 kadın üzerinde gerçekleştirildi. Bu kadınlarla her altı ayda bir görüşme yapıldı, kan ölçümlerinin yanı sıra adet düzenleri incelendi. Araştırılan kadınların tümü de adet görmekteydi. Ancak depresyon öyküsü olan kadınlar, adet düzeninin değişimi, gecikmesi ve ateş basması gibi semptomların perimenopoz semptomları gösterdiği kabul ediliyor. Bu çerçevede bir yıl boyunca adet görmeyen kadınlarda menopoza girmiş kabul ediliyor. Risk Yüzde 20 artıyor; Araştırmayı yapan bilim adamları, 50 yaş civarında menopoza girmenin normal sayıldığı ABD’ inde, araştırmaya katılan ve uzun süreli depresyon geçirmiş kadınların yüzde 20’ sinin, 30’ larının sonlarında menopoz belirtileri gösterdiklerini ortaya çıkardı. Çalışmanın ortaya çıkardığı diğer bir sonuca göre de, 30’ lu yaşlarının sonlarıyla 40’ lı yaşlarının başlarında depresyon geçiren kadınların, diğer kadınlara göre perimenopoz aşamasına erken girme riski iki kat artıyor. Bernard Harlow’ a göre, zuzun süreli veya şiddetli depresyon ile erken menopoz arasındaki bağlantı östrojen hormonundan kaynaklanıyor. Harlow ve arkadaşları araştırma boyunca altı ayda bir kadınlara kan testi uygulayarak hormon seviyelerini ölçmüş. Bu ölçümlere göre,depresyon geçirmiş kadınlar östrojen seviyeleri depresyon geçirmeyenlere göre düşük olarak tespit edilirken, folikül stimüle eden; yani folikülleri harekete geçiren hormon seviyeleri daha yüksek çıkmış. Yumurtalıkların giderek fonksiyonunu yitirmesinin bir göstergesi de, foliküllleri harekete geçiren ve hipofiz bezi tarafından üretilen hormonlardaki artış. Yumurtalıklar ve hipofiz bezi normalde uyum halinde çalışıyorlar. Yani hipofizin ürettiği hormonlar yumurtalıklara sinyal göndererek bunların daha fazla östrojen üretmesini sağlıyorlar. Bir başka ifadeyle yeterli östrojen üretilmediği zaman folikülleri harekete geçiren hormonlar artış gösterebilir. Dünya sağlık örgütü’ ne göre depresyon kadınlarda erkeklere göre iki kat daha fazla görülüyor. İşte bu yüzden depresyon ile menopoz arasındaki bağlantı daha önem kazanıyor. Ulusal sağlık örgütüne göre kadınlara has olan; üremeyi sağlamanın, genetik ve biyolojik faktörlerin ve psikolojik- kişisel özelliklerinin yüksek depresyon riskinin oluşmasında payı olabilir. Menapozda depresyon riski üç kat daha fazla; Son yıllarda gelişmiş ülkelerde menopoz sonrası kadınların oranı tam üç kat artış gösteriyor. Dünya üzerindeki her üç kadından biri, bugün menopoz sorunu ile birlikte yaşıyor. Menopozun bir gelişim dönemi olduğunu, psikiyatrik bir hastalık olmadığını anlatan İstanbul Tıp Fakültesi Liyezon Psikiyatrisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, ‘’Menopoz dönemindeki psikolojik belirtiler fizyolojik sebepler yanında, bireysel-kültürel-sosyal ve yaşa özgü faktörlerle ilgilidir. Ancak bazı durumlarda menopozun biyolojik etkilerine psikolojik sorunlarda ekleniyor’’ diyor. Menopozun Etkileriyle Başa Çıkmak Menopozun etkilerini kolaylaştırmak ve sağlığı korumak için olan bu öneriler, korkular, duygu dalgalanmaları ve depresyonla başa çıkma süreçlerini içerir. •Nefes alma teknikleri,meditasyon gibi rahatlatıcı metodları uygulamaya çalışın. •Kendinizde başarı duygusunu canlandıracak hobiler, uğraşlar bulun. •Aile ve arkadaşlarınızla ilişkilerinizi koruyun. •Vücudunuzdaki sıcak basmalarına karşı hazırlıklı olun ( bol dökümlü giysiler giymek) . •Yatak odanızı serin tutun ki gece rahat bir uyku uyuyun. •Doktorunuzun reçetelendirdiği vitamin, ilaçları alın. •Sağlıklı beslenin. •Düzenli spor yapın. •Kadınlar bu süreçte kendi vücut çekiciliklerinin azaldığını ve kilo aldığını düşünürler. İşte böyle bir süreçte erkek eşine bu anlamda destek vermelidir. Yoksa kadınlarımızda bu anlamda stres artacaktır. •Duygusal anlamda profesyonel bir danışandan destek alınız. Bir kadının menopoza girip- girmediğini ölçen bir test. Lütfen işaretleyin. Son yedi gündür; 1)Gülebiliyor ve olayların komik tarafını görebiliyorum. •Her zaman olduğu kadar. •Artık pek o kadar değil. •Artık kesinlikle o kadar değil. •Artık hiç değil. 2)Geleceğe hevesle bakıyorum. •Her zaman olduğu kadar. •Her zamankinden biraz daha az. •Her zamankinden kesinlikle daha az. •Hemen hemen hiç. 3)Bir şeyler kötü gittiğinde gereksiz yere kendimi suçluyorum. •Evet, çoğu zaman. •Evet, bazen. •Çok sık değil. •Hayır hiçbir zaman. 4)Nedensiz yere kendimi sıkıntılı ya da endişeli hissediyorum. •Hayır, hiçbir zaman. •Çok seyrek. •Evet, bazen. •Evet, çoğu zaman. 5)İyi bir neden olmadığı halde korkuyor ya da paniğe kapılıyorum. •Evet, çoğu zaman. •Evet, bazen. •Hayır, çok sık değil. •Hayır, hiçbir zaman. 6)Her şey giderek sırtıma yükleniyor. •Evet, çoğu zaman hiç başa çıkamıyorum. •Evet, bazen eskisi gibi başa çıkmıyorum. •Hayır, çoğu zaman oldukça iyi başa çıkabiliyorum. •Hayır, her zamanki gibi başa çıkabiliyorum. 7)Öylesine mutsuzum ki, uyumakta zorlanıyorum. •Evet, çoğu zaman. •Evet, bazen. •Çok sık değil. •Hayır, hiçbir zaman. 8)Kendimi üzüntülü ya da çömüş hissediyorum. •Evet, çoğu zaman. •Evet, oldukça sık. •Çok sık değil. •Hayır, hiçbir zaman. 9)Öylesine mutsuzum ki, ağlıyorum. •Evet, çoğu zaman. •Evet, oldukça sık. •Çok seyrek. •Hayır, asla. 10)Kendime zarar verme düşüncesinin aklıma geldiği oldu. •Evet, oldukça sık. •Bazen. •Hemen •Asla. 0533 373 81 23 |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
özgüven - 02/03/2012 |
özgüven |
NEOFOBİ - 13/02/2012 |
NEOFOBİ |
çocuklarda parmak emme alışkanlığı - 02/02/2012 |
çocuklarda parmak emme alışkanlığı |
somatoform bozukluklar - 30/01/2012 |
somatoform bozukluklar |
post travmatik stres bozukluk - 30/01/2012 |
post travmatik stres bozukluk |
kararsızlık - 30/01/2012 |
kararsızlık |
uçuş fobisi - 30/01/2012 |
uçuş fobisi |
mitomani - 30/01/2012 |
mitomani |
panik atak - 30/01/2012 |
panik atak |
Devamı |