Uzman Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA 05557493919
busra.kara@icloud.com
BİR İLİŞKİDE SÜREKLİ KENDİ İSTEDİĞİNİ YAPTIRMAK İSTEYEN BİRİYLE NASIL BAŞ EDİLEBİLİR?
09/06/2022
İletişimde ve ilişkilerde en büyük problemlerden biri de bir tarafın sürekli
kendini haklı görmesi ve sürekli her istediğini yaptırmaya çalışmasıdır. Bir insan ilişkide
sürekli kendi istediğini yaptırmaya çalışıyorsa, o kişi ile baş etmek çok da
kolay değildir. Eski dönemlerde böyle biriyle baş etmenin yolu belliydi:
meydanı ona bırak istediği gibi olsun, ağzımızın tadı bozulmasın misali. Bu yöntem
bugünkü ilişkilerde çok işe yaramamaktadır. Günümüzde her istediğini yaptırmaya
çalışan kişi, karşıdaki kişiye iki seçenek bırakmaktadır. Bunlar: ya benimle
sürekli savaşacaksın ya da pasif modda itaat edeceksin. Bir ilişkide sürekli
her istediğinizi yaptırmaya çalışıyorsanız, karşıdaki insanın ileride pasif bir
insana dönüşmesine neden olabilirsiniz. İlk başlarda muhtemelen keyifli gelen
her şeyi yönetmek düşüncesi, karşıdaki pasifleşip meydanı size bıraktığında bu
sefer o ilişki ile ilgili güven sarsılabilmektedir. Pasif biriyle iletişimde
olmak huzursuz olmaya da sebep olabilmektedir. Bu noktada orta yolu bulmak ve
daha demokratik bir ilişki yönetmek gerekmektedir. Kişi geldiği ailede çok
fazla yüceltildiyse ve her şeyi o bilir o kutsaldır gibi bir yetiştirilme
tarzıyla büyüdüyse, evlendiğinde de hayatındaki insanlara ve ilişkilere de sürekli
hükmeden birine dönüşebilmektedir. Bazı insanlarda mükemmeliyetçi
oldukları için bu şekilde davranmaktadırlar. Bu insanların amacı kendilerini
üstün görmekten çok, her şeyin kuralına göre ve belli bir düzende olmasını
istemeleridir. Bu durumda bir süre sonra ilişkiyi bunaltmaya başlamaktadır.
Hayatındaki her akışı yönetmeye çalıştıkları için bir süre sonra ilişkide duygu
bitmeye başlamaktadır. Bu tarz kişilerle nasıl
baş edilebilir? Bir insan sürekli kendi
istediğini yaptırmaya çalışıyorsa ilk önce yapılması gereken: Bu durumda ne
hissettiğini o kişiye anlatmak. “Sen böyle yaptığında ben kendimi çok değersiz
hissediyorum” “Beni bir erkek/kadın olarak hiçbir şekilde ciddiye aldığını
düşünmüyorum, ezilmiş ve yok sayılmış hissediyorum.” Her o eylem ortaya
çıktığında orada duyguları söylemek gerekmektedir. “Şu an beni yine baskılıyorsun”,
“Şu an beni yine değersizleştiriyorsun”. Buradaki amaç, kişinin yaptığı eylemlerin
etkisini, neden ve sonuç ilişkisini görmesidir. Bunu yapıyorsanız ve işe
yaramıyorsa; sonuna kadar söylemek gerekmektedir. Duyguları söylemeyip içinize atmak
yıllarca pasif modda kalmanıza sebep olabilmektedir. Kişinin ne olursa olsun her
durumda fikrini söylemesi gerekmektedir. “Bu beni değersizleştirecek ama illa
böyle olsun istiyorsan, buna beraber karar verememek çözmeliyiz. Sen beni ciddiye
almıyorsan alma ama ben yine fikrimi söylüyorum, bu duruma beni onayım yoktur.”
Eğer meydanı bırakıp sessiz kalırsanız, yıllar sonra “Sen itiraz etseydin veya
bu duruma sessiz kalmasaydın” diye bir cevap alabilirsiniz ve ihale tekrar size
kalabilir. Böyle durumlarda o
kişinin hatalarını görmezden gelmemek gerekmektedir. Sürekliliğe dönüşmüş
hatalarda artık susmak değil, doğru yerde ve doğru şekilde kendini ifade etmek gerekmektedir.
Bu problemi susmak ve bağırmak çözmemektedir. Susan kişi kendini yıpratmakta,
bağıran kişi ise hem kendini hem ilişkiyi yıpratmaktadır. Kişi yapılanları veya
hataları o kişiye söylemelidir. Bunun en büyük kazançlarından biri, haklı çıktığınızda
karşıdaki kendi bilgisinden şüphe etmeye başlayabilmektedir. Buradaki amaç,
kendimizi ilişkide var olarak ifada etmektir. İlişki güç savaşı değil güç
birliğidir. Eğer her şeye rağmen ilişkide
sürekli kendi istediğini yaptırmaya devam ediyorsa, o kişiyle araya mesafe
koymak gerekmektedir. Karşıdaki kişi sizi yok saydığında, yavaş yavaş uzaklaşıp
mesafeyi çizmeye başlamak gerekmektedir. Bunlar: konuşmamak, geri çekilmek ve
tavırlarıyla bunu ifade etmektir. Bunları da söylemelidir. “Sen bana böyle yaptığın
sürece, ben kendi kişiliğimle senin aranda kalıyorum ve kendimi yıpranmış
hissediyorum. Ben daha çok zarar görmemek ve değersiz hissetmemek için geri
çekilmeyi tercih ediyorum.” Bir noktadan sonra karşınızdaki kişi sizi ciddiye
almak zorundadır. Buradaki amaç; yenmek veya önde olmak değil, beraber yürümek
olmalıdır. “Sen sürekli ilişkide
kendi istediğini yaptırmaya çalışıyorsun, her şey senin istediğin gibi olsun
istiyorsun. Peki sen gerçekten bunu yaptığında, benim ne kadar değersiz
hissettiğimi fark ediyor musun? Sen gerçekten hayatında pasif bir ilişki/eş/arkadaş
istiyor musun?” Bu soru sorulduğunda kişi muhtemelen hayır diyecektir, o
zamanda şunu söylemek gerekmektedir: “Böyle bir karakter olmamı istemiyorsan, bana
bu ilişkide alan tanımalısın.” Bazı ilişkiler insanın kişiliğinin
adeta sınavıdır. Kendinizi ispat edene kadar o savaş devam edebilmektedir. Bazıları
bu savaşı yarıda bırakıp ayrılmakta, bazıları ise bu savaşı yanlış yürütüp hala
kavga etmektedir. Bunlardan her ikisi de yanlış olabilmektedir. Finalde, seviyorsanız
ve bu ilişkiyi sürdürmek istiyorsanız; bununda uzun bir süreç olduğunu kabul
etmeniz gerekmektedir. Bir ilişkideki bir sistemin veya bir davranışın
değişmesi için minimum 6ay gerekmektedir. Bunların hepsini adım
adım yürütmek önemlidir. İlişkideki amacımız, varlığımızı ortaya koymak ve
bende bu ilişkide bir birey olarak varımı fark ettirmektir. Aksi taktirde,
bugün alttan aldığınız her şeyin yarın altında kalabilirsiniz ve bugün pasif
kaldığınız her şeyde yarın agresif tepki gösteren birine dönüşebilirsiniz. Eğer
uçlarda yaşamak istemiyorsanız, ilişkide gri bölgeyi daha çok kullanmanız
gerekmektedir. Karşınızdaki kişi mükemmeliyetçi olabilir, kendini üstün gören
her şeyi biliyor gibi davranabilir ve böyle bir aileden de gelmiş olabilir. Bu
durumda kesinlikle kendi duygularınızı ve fikirlerinizi söylemekten vazgeçmeyin,
karşınızdaki kişinin eksik ve hatalarını güzel bir üslupla söylemekten ve yok
sayıldığınızda geri çekilmekten vazgeçmeyin. Uzman
Klinik Psikolog Hatice Büşra KARA ACAR busra.kara@icloud.com |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
DEPRESİF GENÇLER VE DEPRESİF EBEVEYNLER - 01/02/2024 |
Depresif gençler ve depresif ebeveynler, günümüzde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Depresyon, hem gençlerin hem de ebeveynlerin yaşam kalitesini, sağlığını ve ilişkilerini olumsuz etkileyebilen ciddi bir ruh sağlığı bozukluğudur. |
ÇOCUKLARDA GÖRÜLEN YEME BOZUKLUKLARI - 01/06/2023 |
Beslenme kriteri bireyin yaşamını devam ettirebilmesi, sağlıklı olmak ve büyümenin devamı için çok önemlidir. |
AKRAN ZORBALIĞI - 01/02/2023 |
Akran zorbalığı, çocukların kendi yaş gruplarında olan bir ya da birkaç kişiye; sosyal, fiziksel, sözlü ve cinsel olarak zarar vermeleridir. |
KEKEMELİK - 24/08/2022 |
Kekemelik, konuşmanın akıcılığındaki bozukluklar ile karakterize bir konuşma bozukluğudur. |
GASLIGHTING (PSİKOLOJİK MANİPÜLASYON) NEDİR? - 24/05/2022 |
Gaslighting, bir psikolojik manipülasyon ve taciz yöntemidir. Bireyi kendi hafıza, algı ve akıl sağlığını sorgulayıp irdelemeye iten bir çeşit kötü yönlendirmedir. |
HAYIR DİYEMEMEK NASIL İLETİŞİM VE İLİŞKİ SORUNLARI YARATIR? - 25/03/2022 |
Bir insan karşısındaki kişiye hayır diyemiyorsa öncelikle neden hayır diyemediğini bulması gerekmektedir. Bu durumda ya bir beklenti vardır ya da o kişiyle ilgili korkup kaygılanılan bir şey vardır. |
ÇOCUKLARDA ÖFKE PROBLEMİ - 06/03/2022 |
Her istediği yapılan ya da her şeye çok kolay ulaşabilen bir çocuk psikolojik olarak elde etmesi gereken bazı becerileri çok da elde edemeden büyümüş olmaktadırlar.Bunun getirdiği problemleri de yaşamının sonraki evrelerinde göstermeye başlamaktadır. |
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR - 21/01/2022 |
Bilişsel çarpıtmalar, bireyin duygularını ve bununla bağlantılı fizyolojik ve davranışsal tepkilerini etkileyen, herhangi bir durum değil, o duruma ilişkin kişinin yaptığı yorumlardır. |
OKUL ÖNCESİ DÖNEMİ ÇOCUKLARDA UYUM VE DAVRANIŞ PROBLEMLERİ - 07/11/2021 |
Bu sebeple ailelerin çocuklarına iyi bir rol model olmaları gerekmektedir ve çocuğun eğitim hayatı boyunca öğretmenleri ile iş birliği içerisinde çocuğun olumlu davranışları desteklenmelidir. |
Devamı |